
Bagirsaklar , ince ve kalin bagirsaktan olusmak üzere, yaklasik 8m ye kadar varan bir uzunlukla ve hemen hemen 400 metrekare yüzey ölcümü ile vücudumuzun en büyük organidir. Karninizda bu kadar yer olabilecegine hic sasirabildiniz mi bilmem ama ben her zaman bunu düsünürken hayretler icinde kalirim. Cogumuz bilincinde olmadan günden güne gecip , yiyip icip yasiyoruz. Ince ve kalin bagirsakta bulunan , mikrobiyotik ortami dengeleyen ve böylece bagirsaklarin düzenli olarak vazifesini yerine getirmesini saglayan bakteri cesidi ve sayisi farklidir. Ince bagirsakta kalin bagirsaktaki kadar cok bakteri yoktur, cünkü vücut icin önemli besinler (mesela alyuvar olusumunda önemli olan B12 vitamini, demirin tasinip alyuvarlara alinmasini ya da fazla demirin karacigerde depolanmasini saglayan proteinleri olusturan aminoasitler, hormon ve nörotransmitterlerin sentezi ve bircok digerleri) buradan alinmaktadir. Ince bagirsak sonunda bulunan ileo-cekal kapaktan sonra kalin bagirsak baslar.Burada sivi emilimi baslar ve vüdudun ihtiyacinin olmadigi kisim diski olarak atilir.

Fakat bu kadar ile kalmiyor. Bagirsaklar sadece besin alimi ve gerekli olmayan kismin atilimi ile ilgilenen , kocaman bir hortum degil. Bagisiklik sistemimizin yaklasik yüzde 80 ‚i bagirsaklarda bulunur. Cok genis bir lenf sistemine sahiptir bagirsaklar. Ayrica basli basina bir sinir sistemine sahip ve beynimiz ile direk irtibatta. Psikolojimizi, halet-i ruhiyemizi belirleyen genellikle beyinde etki alani olan nörotransmitterlerin belli kismi; serotonin, dopamin gibi, bagirsaklarda da bulunmaktadir.
Günümüz yasam tarzi, dengesiz beslenme, stress, dogal olmayan yiyecekler, fast food tarzi beslenme ve özellikle git gide daha da artan gida intoleransi (bilhassa histaminintoleransi, celiac disease dedigimiz tahillarda bulunan gluten maddesine karsi olan intolerans) bagirsaklarin zamanla mukozasinin bozulmasini tetikliyor. Bunun sonucunda enflamasyonlar olusup bagirsaklarin calisabilmesi icin önemli olan bakteriler azaliyor ; onlarin yerine zararli olan türler, hatta mantar türleri cogalmaya basliyor. Ayrica bagisiklik sistemi zayifladigi icin sürekli idrar yollarinda enfeksyon, soguk alginligi gibi hastaliklara yakalanabiliyorsunuz. Hormonel olarak da dengesizlikler olusabiliyor.
Histamin, vücudumuzun ürettigi, midenin düzgün calismasinda rol oynayan, bagisiklik sisteminde de önemli görevi olan bir maddedir. Alerjik mekanizmalarda da etkilidir.Belli basli gidalarda da bulunur. Bilhassa mayalanmis gidalarda, peynir gibi. Cikolata, sarap, patlican, kayisi, avocado, kiraz gibi bircok meyvede de bulunur. Günümüzde cogu insanlarda gidalarda bulunan histamini metabolize eden enzimlerin eksik olmasi büyük sorunlar teskil etmekte ve doktorlarca da kolayca teshis edilememektedir.Ishal, halsizlik, gaz olusumu, devamli yorgunluk ve uyuma istegi gibi belirtiler olusabiliyor.Cünkü histamin damarlari genisletir . Tansyon bu sekilda fazlaca düser.
Glüten, günümüz tahillarinda cok sikca rastlanan bir madde. Sunu da belirtmek gerek ki günümüz tahillari eski tip tahillara nazaran genetik olarak cok daha kompleks bir yapiya sahip. Kalitimsal olarak eski tahil cesitlerine göre degisime ugradigi icin vücudumuz icin hazmi zor ve celiac disease gibi sorunlar olusturuyor.
Ayrica bazi bakteriel ve virüs enfeksyonlarindan kalma etkilerden dolayi , stressle de alakadar , kabizlik-ishal arasi gidip gelen sikintilarin olustugu hassas bagirsaklar olusabiliyor.
Eger uzun bir süre nedenini aciklayamadiginiz depresyon, halsizlik , bazen kabizliga da dönebilen ishal gibi aciklayamadiginiz belirtiler olusuyorsa bagirsak sagliginizi test ettirmenizde gercekten yarar vardir. Bagirsaklarinizin iyi calismamasindan , besinlerin emilimleri düzenli bir sekilde gerceklesmediginden dolayi B vitamini ve serotonin eksikliginden kaynaklaniyor olabilir.
Ayrica bilim dünyasi otizm, sizofreni gibi agir psikolojik hastalarda da bu baglantiyi kuruyor. Ne de olsa evrimde ilk olarak bagirsak olusmus ve beynimiz evrim ilerleyince bagirsaktan olusmus. Siz kendi beslenmenize dikkat ederseniz gelecek nesillere de iyi bir sindirim sistemini devretmis olursunuz. Bagirsak sagliginizi korumaniz icin yapabilecekleriniz:
-taze besinler tüketin, mümkünse kendiniz pisirin
-GDOsuz ürünler secmeye bakin
-tahillari tüketmemeye bakin. Daha dogrusu eski tahil tiplerinden yapilmis unlar veya ürünlerini alin
-hazir ambalajlanmis yiyecekleri tüketmeyin. Sekerden uzak durmaya bakin.
-eger histamin alerjisi varsa belli ürünleri beslenme planinizdan cikarin- en iyisi bir test yaptirin
-onun disinda bagirsak florasi icin yapabileceginiz en iyi sey fermente edilmis ürünler tüketmek. Yogurt, tursu gibi.
-karacigerinize de özen gösterin, düzenli olarak kurlar yapin. Mesela sabahlari limonlu su tüketin. Limondaki sitrik asit direk olarak hücrelere girer ve mitokondriumlara (hücrelerimizin enerji fabrikalari) isler. Resimde karacigerin bagirsaklara yakinligini da görebiliyorsunuz!
-acimsi, bitter tadinda sebzeler, bitkiler tüketin. Mesela karahindiba , enginar gibi. Bunlar karaciger üzerinden safra sivisi salgilanmasini saglar. Ve ta agizdan baslayip bagirsaklara kadar sindirim sistemi icin önemli olan diger bütün sivilari da düzenler. Pankreasta üretilen sivilar da dahil olmak üzere.
Benim en basit ve öz felsefem tabiattan toplanan, üreyen ürünleri tüketin, tabii olarak üremeyen, islenmis gidalari birakin. Aslinda cok basit. Tad alma duyumuzun da git gide körelmesine izin vermeyin. Gida endüstrisinin size hakim olmasina izin vermeyin.
(Bilder:Canva Design)